09 Ağustos 2009 17:35
Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı Yalçın Topçu, Başbakan Erdoğan'ı eleştirerek "Sen şu an Atlantik ötesinden, AB'den ne emredilirse onları yapmakla meşgulsün. Bir kere de millete dön" dedi.
Helikopter kazasında hayatını kaybeden Muhsin Yazıcıoğlu ve beraberindeki beş kişi Kahramanmaraş'ın Göksun İlçesine bağlı Kızılöz Köyü Keş Dağında düzenlenen 1. Hasret Kurultayı ile anıldı.
Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı Yalçın Topçu da kurultayda yaptığı konuşmada "Biz merhum liderimizin hukuku üzerinden milletimizin geleceğini arama adına burada toplanarak haykırıyoruz ve bu işin peşini bırakmayacağımıza hep birlikte ant içiyoruz" dedi.
Gün öncesinden ve sabahın erken saatlerinden itibaren binlerce kişi yaklaşık iki aydır yürütülen bir hazırlığın ardından oluşturulan kurultay alanına gelmeye başladı. Kızılöz köyü girişinde ve kurultay alanına giden yolda jandarma tarafından geniş güvenlik önlemi alınırken gelen araçlarda arama yapıldı. Kurultay alanına giden yolun zorlu bir coğrafi yapıda olması nedeniyle birçok araç kurultay alanına çıkamazken vatandaşlar köyden itibaren Kanlıçukur mevkiine kadar yürümek zorunda kaldı.
Saat 11.30 da Genel Başkan Yalçın Topçu'nun kurultay alanına gelmesiyle başlayan anma programı saygı duruşunda bulunulması, İstiklal Marşı'nın okunması ve Kur'an-ı Kerim tilavetinde bulunulmasıyla devam etti. Gözyaşlarının sel olup aktığı anma kurultayının açılış konuşmasını merhum Muhsin Yazıcıoğlu'nun ağabeyi Yusuf Yazıcıoğlu yaptı. Yazıcıoğlu, "Sizleri burada görmekten mutluluk duydum. Allah hepinizden razı olsun. Ben size başka da bir şey demiyorum. Hepinizin yolu açık olsun" dedi.
Alperen Ocakları Genel Başkanı Abdullah Gürgür ve Sivas Belediye Başkanı Doğan Ürgüp'ün konuşmasının ardından kürsüye gelen BBP Genel Başkanı Yalçın Topçu, oldukça sert bir konuşma yaptı.
BAŞBAKAN ERDOĞAN'A YÜKLENDİ
Başbakan Erdoğan'a yönelik eleştirilerde bulunan Topçu, kazanın üzerinden 4,5 ay gibi bir süre geçmesine rağmen karanlıktaki konuların hala aydınlatılamadığını ve sorumlular hakkında herhangi bir işlem yapılmadığını öne sürdü.
Kazanın ardından özellikle hükümetin ve arama kurtarma çalışmalarından tatminkar olmadıklarını belirten Topçu, başbakana yönelik şunları söyledi: "Ne sorumlulardan hesap sordun ne de millete hesap verdin. Madem helikopter kalktıktan yarım saat sonra göz gözü görmeyecek şekilde tufan kopacaksa neden bu helikopterin uçmasına izin verdiniz. Şunu asla unutmayın ve Muhsin Yazıcıoğlu'nun kadrolarını başkalarıyla karıştırmayın. Bu olay aydınlatılmadıkça millet rahat etmeyecek ve biz de hukukla yakanızdayız."
KÜRSÜYÜ YUMRUKLADI
Konuşmasında gözyaşlarını tutamayan ve sık sık önünde bulunan kürsüyü yumruklayan Topçu, şunları söyledi: "Ma'şeri vicdan önünde açık olan bu dosya kapanmadı ve kapatamadınız. Neden biliyor musunuz? İyi dinle burayı sayın başbakan, diyor ki mahşeri vicdan "Muhsin Yazıcıoğlu var ya ayırana karşıydı, kayırana karşıydı, soyana karşıydı, soydurana karşıydı, satana karşıydı, sattırana karşıydı, bölene ve böldürene karşıydı. İşte onun için tabii ki birileri de bu işleri yapanlarda bunun gereğini yaptılar. Ne
diyorsun sayın başbakan. Ne diyorsun milletin vicdanındaki bu sese. Muhsin Yazıcıoğlu'nun şehadetini ne adam gibi sordun, ne adam gibi sorguladın. Onun için millet seni altına bıraktı."
ALDIĞIN EMİRLERİ YERİNE GETİRİYORSUN
Sözleri sık sık tekbirlerle kesilen Topçu sözlerini şöyle sürdürdü: "Zerre kadar devlet adamlığınız, zerre kadar insanlığınız ve insanı ve İslami bakışınız varsa, yap şu görevini. Milletin sabrı taşıyor. Sen şu an Atlantik ötesinden AB'den ne emredilirse IMF'den ne emredilirse şu anda onları yapmakla meşgulsün. Anlaşılan o ki, senin siyasi yetkin, senin siyasi gücün karanlıkta kalan noktaları aydınlatmaya yetmiyor. Bir kere de millete dön. Bir kerede iyi insanlara dön. Bize gösterilen ELT cihazı ile
ruhsatta bulunan seri numaraları çok farklı. Yanıyoruz sayın başbakan. Bununla ilgili bu güne kadar ne yaptın. Şimdi sen düşün. Biz bu konuyu çok güvendiğimiz hukuka ve adalete taşıdık. Artık bu iş şerefli savcılarımızın elinde. Senin koruduğun kurumda çalışanlar, senin koruduğun falanca firma, senin koruduğun falanca medya şerefli savcılarımızın elinde hesap verecekler. Zaten bunlar mahkemeden sonra milletimizin engin vicdanında boğulacaktır. Sende bununla birlikte boğulacaksın. İşte düştü, işte kaza oldu
ne olduysa oldu. Sayın başbakan sizden ricada bulundum. Bir ilin mülki amiri bir medyaya beyanda bulunuyor. Sayın başbakan sizin her valiniz böyle eli cebinde ayaküstü mülakatlar mı verir. Etmemesi lazım, ama etmiş anlaşılan. Çünkü 6 gün sonra AA'dan bu haberi yapan basın emekçisi kardeşimiz paldır küldür görevden alındı. Sayın başbakan senin bürokratların bunu yaptı. Bu basın emekçisinin suçu günahı neydi."
Yalçın Topçu, merhum Yazıcıoğlu'nun davasını sonuna kadar sürdüreceklerini ve onun yolunda, onun düşüncelerini sonsuza kadar yaşatmayı devam ettireceklerini bildirdi.
Kızı Firuze ve oğlu Fatih Furkan ile birlikte kurultaya katılan merhum Muhsin Yazıcıoğlu'nun eşi Gülefer Yazıcıoğlu ise yaptığı konuşmada, kilometrelerce uzaklardan gelen ve bu kurultaya katılan binlerce insana teşekkür ederek "Muhsin Yazıcıoğlu ve arkadaşlarının ruhunu şad etmek için burada toplandık. Siz Muhsin başkanı en zor günlerinde, en dar anlarında yalnız bırakmadınız. Fedakarlığın en güzel örneğini gösterdiniz. Bu gün yine buradasınız ve başkanın aziz hatırası için burada toplandınız" dedi.
Muhsin başkanın milletini, devletini, kendi canından ve ailesinden daha çok sevdiğini anlatan Yazıcıoğlu, şunları söyledi: "Durmadan yorulmadan bir kere bile of demeden bütün zamanını ülkesi ve milleti için harcardı. Türk dünyasının sıkıntılarını İslal yakanızdayız."
Km aleminin acılarını hep içinde yaşardı ve bunlar için uğraş verirdi. Haksızlığa tahammülü yoktu. Amacı Cenab-ı Allah'ın rızasına nail olabilmekti. Başkanın amacı Türk dünyasının mazlum milletlerin haklarını koruması onlara nizam getirmesiydi. Onun istediği gibi bu gün burada Türkiye'nin çeşitli yerlerinden Kürdü, Türkü, Lazı, Çerkezi büyük bir birlik meydana getirdi. İşte onun da görmek istediği tablo buydu. Hayatı boyunca bu amaç için çalışmıştı."
Konuşmaların ardından kurultay anısına Yazıcıoğlu'nun eşi Gülefer Yazıcıoğlu'na ay yıldızlı bir plaket verildi. Daha sonra, helikopter enkazına ilk ulaşan 17 kişilik ekipten kurultaya katılan beş kişiye Genel Başkan Topçu, Gülefer Yazıcıoğlu ve Firuze Yazıcıoğlu ile parti yöneticilerine plaket verildi.
Öte yandan kurultay alanına bazı GSM operatörleri tarafından seyyar baz istasyonu kurularak vatandaşların görüşme yapabilmeleri sağlandı.
Kurultaya, parti genel başkan yardımcıları, Türkiye'nin dört bir yanından gelen teşkilat mensupları ve Türk Cumhuriyetleri'nden gelen yaklaşık 20 bin kişi katıldı.
BBP, Muhsin Yazıcıoğlu’nun helikopterinin düştüğü yerde Hasret Kurultayı düzenledi..
10 Ağustos 2009 / 09:40
BBP Genel Başkanı Yalçın Topçu, eski BBP Genel Başkanı merhum Muhsin Yazıcıoğlu ve beraberindeki 5 kişinin hayatını kaybettiği helikopter kazasıyla ilgili dosyanın halen açık olduğunu ve kapatılamadığını söyledi. Topçu, partisinin helikopter kazasının meydana geldiği Kahramanmaraş'ın Göksun ilçesindeki Kanlıçukur mevkisinde düzenlediği 1. Hasret Kurultayı'nda yaptığı konuşmada, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ı eleştirdi.
"MİLLETİN VİCDANI İKNA OLMADI"
Kazanın olduğu günden bugüne kadar geçen süreyi ''şahadet süreci'' olarak adlandırdığını belirten Topçu, kazanın üzerinden 4,5 ay geçmesine rağmen millet vicdanının olaya ilişkin ikna olmamış bir biçimde beklediğini vurguladı.
Topçu, ''İşte onun için yüz binler burada hukuk üzerinden milletin geleceğini arıyor. Onun için buradayız işte. Sayın Başbakan bizzatı size sesleniyorum, mahşeri vicdan önünde açık bulunan bu dosya netice itibarıyla kapanmadı, kapatamadınız'' dedi.
BAŞBAKAN'A ELEŞTİRİ
Başbakanı olaya ilişkin ''hesap vermemek ve hesap sormamakla'' suçlayan Topçu, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Şimdi mahşeri vicdanın kanaati bir şeyde netleşti, net bir hale geldi. İyi dinle burayı sayın Başbakan, net bir halde şu an. Mahşeri vicdan, 'Yazıcıoğlu var ya kayırana karşıydı, ayırana karşıydı, soyana karşıydı, soydurana karşıydı, sattırana karşıydı, bölene karşıydı, böldürene de karşıydı' diyor. Şimdi millet böyle diyor sayın Başbakan.
Şimdi bir kere daha özetliyeyim. Muhsin Yazıcıoğlu, o Şarkışla'nın kavruk yüzlü Anadolu insanının devlete uzanan eli, o yiğit ses var ya, çalana karşıydı, çaldırana karşıydı, bölene, karşıydı, satana karşıydı. Tabii ki birileri de, bu işleri yapanlar da bunun gereğini yaptılar. Ne diyorsun sayın başbakan, ne diyorsun milletin vicdanındaki bu sese...
"SINIFTA KALDIN SAYIN BAŞBAKAN"
Demokrasilerde yönetim erki, siyasetin elindedir. Ve bu millet görülmemiş bir şekilde, bu ülkeyi yönetesin diye yetki verdi. İktidara gelene kadar o çok kullandığın jargonda, hep Ömer'in adaletinden vesaireden bahsettin. Millet baktı ki şu durduğun noktada, Muhsin Yazıcıoğlu ve arkadaşlarının hukuku hiç adaletle bir türlü denk gelmedi. Sen bu noktada sınıfta kaldın sayın Başbakan. Çünkü sen hem konuştuğun jargonun altında kaldın hem de demokrasiyle seçilmiş gelmiş olarak demokrasinin gereğini yapmadın.''
Topçu, demokraside yönetenlerin hesap sorduğunu ve hesap verdiğini ifade ederek, Başbakana yönelik eleştirilerini şöyle sürdürdü:
''Sen Yazıcıoğlu'nun şahadetini, arkadaşlarıyla olan şahadetini ne adam gibi sorguladın, ne de adam gibi sordun. Makamına geldim anlattım ama anlaşılan o ki aradan şu kadar sürede iktidar olmanın gereğini yapamadın. Ne hesap sordun, ne de bu millete bu hadiseyle alakalı hesap verdin.''
HELİKOPTERİN TAKİP EDİLDİĞİ ŞÜPHESİ
Adını vermediği bir basın kuruluşunun helikopter düşmeden önce ve düştükten sonra merhum Yazıcıoğlu ve arkadaşlarını sürekli telefonla aradığını kaydeden Topçu, şunları anlattı:
''Sen tabii bunu bilmiyorsun. Çünkü senin bir şeyden haberin yok. Sen 40 bin kişinin katilleriyle el sıkışıyorsun, Muhsin Yazıcıoğlu'nun arkadaşları bunları arıyor, buluyor. Evet şimdi bir kere daha soruyorum. Sayın Başbakan hiç merakına mucip oldu mu? Bu basın kuruluşu kazanın önünde, kazanın arkasında sabit telefonlardan niye aradı helikopteri acaba bir takip falan mı yapıyorlardı. Yani millet böyle diyor sayın Başbakan.'' Başbakanın kazada sorumluluğu olanlar hakkında bir işlem yapmadığını öne süren Topçu, kendilerinin konuyu yargıya taşıdığını belirtti.
Topçu, ''Şimdi var sen düşün. Biz bu konuyu çok güvendiğimiz adalete de aktardık. Şimdi bu iş şerefli savcılarımızın elinde. senin koruduğun kurumlarda çalışanlar, senin koruduğun falanca firma, senin koruduğun falanca medya hepsi şerefli savcılarımızın elinde hesap verecek. Zaten onların hepsi mahkemeden sonra milletimizin engin ve derin vicdanında boğulacak, sen de bununla birlikte boğulacaksın. Bütün bunlarda bizim takibimizde'' dedi.
Başbakanın siyasi yetkisinin, siyasi gücünün, iktidar gücünün görüldüğü kadarıyla kazaya ilişkin karanlık noktaları aydınlatmaya yetmediğini iddia eden Topçu, kendilerinin bunu gördüklerini söyledi.
BBP Genel Başkanı Topçu, konuşmasının sonunda Yazıcıoğlu'ndan bahsederken duygulandı. Gözlerinin yaşardığı ve konuşmakta güçlük yaşadığı gözlenen Topçu, sözlerini tamamlayamadan körsüden inmek zorunda kaldı.
Daha sonra kürsüye çıkan Muhsin Yazıcıoğlu'nun eşi Gülefer Yazıcıoğlu ise ''Muhsin Başkan ülkesini, milletini, devletini ve sizleri kendi canından, ailesinden çok daha fazla severdi. Durmadan, yorulmadan bir kere daha 'of' demeden bütün enerjisini ülkesi ve milleti için harcardı'' diye konuştu.